Havacılıkta Yeni Rota: Hibrid Elektrikli Uçaklar

2023, COVID-19 pandemisinde ağır darbe alan küresel havacılık sektöründe toparlanmanın belirginleştiği bir yıl oldu. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütüne (International Civil Aviation Organization -ICAO) göre, küresel salgından hemen önce, ortalama bir günde 12 milyon insan yaklaşık 100.000 ticari uçuş gerçekleştirmekteydi. 2023’teki canlanmayla birlikte havacılık sektörü gelirlerinin 2023 yılında 2022’ye göre yüzde 9,7 artışla, neredeyse 2019’daki pandemi öncesi seviyeye gelerek 803 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.

Havacılığın normale dönmesinin doğurduğu artan hava hareketliliği ise doğal olarak gezegen üzerindeki olumsuz etkilerinin de yeniden artışa geçmesine yol açmıştır. Zira hava trafiği, dünya çapındaki karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 2’sine katkıda bulunmaktadır. Hava yolculuğu, yenilenemeyen fosil yakıtlara bağlı olduğu için küresel iklim değişikliğinin başrol oyuncularından biridir. Dolayısıyla havacılık endüstrisi temel bir zorlukla karşı karşıya bulunmaktadır. Bir yandan sektörde ekonomik büyümeyi ve seyahatin kişisel ve sosyal faydalarını desteklemek için hava yolculuğundaki büyüme sürdürülürken, diğer yandan emisyonların azaltılması için zorlu inovasyonlara ihtiyaç vardır. Havacılıkta bu zorluğun üstesinden gelmenin yolu ise uçaklarda ve uçakların çalıştırılma biçiminde temel değişikliklerin, güvenliği de gözeterek hayata geçirilmesidir.

Havacılığın düzenleyici kurumları iklim değişikliği endişelerini gidermek için bir süredir çeşitli tedbirleri hayata geçirmektedir. Örneğin 2022’nin Ekim ayında ICAO, 2050 yılına kadar ticari uçuşlardan kaynaklanan net sıfır karbon emisyonu hedefini benimsemiştir. ABD’de aynı hedefe yönelik olarak bir “Havacılık İklim Eylem Planı” zaten daha önce ortaya çıkmıştır. Airbus, Boeing, CFM International, Embraer, GE Aerospace, Pratt & Whitney, Rolls-Royce ve Safran Aircraft Engines gibi dünyanın önde gelen uçak ve büyük jet motoru üreticileri de dahil olmak üzere küçük ve büyük şirketler, hava yolculuğu emisyonlarını azaltma planlarını açıklamıştır.

Havacılık endüstrisinin iklim değişikliği ile mücadele çerçevesinde başvurduğu yaygın taktikler arasında, üretim sırasında absorbe ederek yaşam döngüsü karbon emisyonlarını azaltabilen, biyokütleden elde edilen yakıt gibi sürdürülebilir yakıtların tanıtılması yer almaktadır. Diğer araştırma çabaları arasında uçaklara amonyak, hidrojen veya elektrikle güç sağlamaya dayalı yöntemler bulunmaktadır. ABD’nin Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ve endüstri ortakları, havacılık şirketlerini elektrikle çalışan tahrik sistemleri geliştirmeye yönlendirmektedir. Yürütülen büyük boyutlu çabaların başarıya ulaşması durumunda hibrid uçaklar havacılık endüstrisinin yakın geleceğini değiştirmeye adaydır. Analizimizde hibrid uçakların iklim değişikliğine katkıları, hibrid uçakların günümüzdeki mevcut durumu ve teknolojisi, önde gelen havacılık şirketlerinin hibrid uçak projeleri, hibrid uçak pazarı ve hibrid uçakların geleceği konuları değerlendirilecektir.