
Bunun sebeplerinden biri de Hindistan, BAE, Meksika ve Şili
gibi ülkelerdeki düşük ücretli güneş ve rüzgâr enerjisi. Yeni güneş panelleri
ve rüzgâr enerjisi maliyetleri, gaz veya kömür madenlerinden daha düşük.
2022 Yenilenebilir Enerji Yılı Olacak
Uluslararası Enerji Ajansına göre, yenilenebilir enerji
kaynakları 2022’ye kadar bu hızla büyümeyi sürdürürse, yüzde 43’lük bir artışla
920 GW’a ulaşacak. Çin ve Hindistan sayesinde, geçen yılki tahminlerin yüzde 12
daha üstüne çıkabiliyoruz.
Güneş enerjisi yeni bir çağa giriyor. Önümüzdeki beş yılda, güneş enerjisi, rüzgâr ve hidronun üzerine çıkarak en büyük yıllık yenilenebilir kapasiteyi oluşturacak. Teknoloji sayesinde maliyetlerdeki azalma ve politika değişikliği nedeniyle Çin’deki tahmin edilemez piyasa dinamikleri geleceği belirleyecek. Çin’deki güneş enerjisi ve rüzgâr kapasitesi, Japonya’nın bugünkü enerji kapasitesinin iki katına ulaşabilir.
2022’de
Küresel Yenilenebilir Enerji Piyasasında Büyümenin Baş Aktörleri Çin, ABD ve
Hindistan Olacak
2020’den itibaren yenilenebilir enerji piyasasında bölge
bazlı şu gelişmeler yaşanacak:
Lider Çin
Çin, tek başına, küresel yenilenebilir kapasitedeki büyümenin
yüzde 40’ından sorumlu. Çin, bugünden 2020 güneş enerjisi hedeflerini geçti,
2019’da rüzgâr hedeflerini geçmesi bekleniyor. Çin aynı zamanda elektrik,
ısınma ve elektrikli araçlar için hidro ve biyoenerjide de dünya lideri.
Küresel güneş enerjisi talebinin yarısı Çin’den geliyor. Küresel yıllık güneş paneli üretiminin yüzde 60’ını Çinli şirketler yapıyorlar. Çin’deki piyasa ve politika değişikliklerinin küresel pazarda, talep, arz ve fiyatlarda büyük etkisi oluyor. Belirsizlikler ve engeller ortadan kalkarsa güneş enerjisi büyümesi hızlanabilir. Çin, bu sorunları ortadan kaldırmak için adım atıyor. Enerji piyasası reformuyla ve yeni iletim hatlarıyla, güneş ve rüzgâr enerjisi kullanımını hızlandıracak önlemler alıyor.
ABD
Politik belirsizliklere rağmen, ABD yenilenebilir büyüme
piyasasında ikinciliğini koruyor. Federal vergi teşvikleri ve eyalet
politikaları hâlâ etkili. Önümüzdeki beş yılda, federal vergi reformları,
uluslararası ticaret ve enerji politikalarıyla yenilenebilir enerji büyümesi
öngörülenden yüksek olabilir.
Hindistan
Hindistan finansal sıkıntılarıyla baş etmeye başladı ve
iyimser öngörülerde bulunmayı kolaylaştırıyor. 2022’de Hindistan’ın
yenilenebilir elektrik kapasitesini iki katına çıkarması bekleniyor. Güneş ve
rüzgâr enerjisi, dünyanın en düşük fiyatlarıyla sunulabildiği için,
Hindistan’ın kapasite artışının yüzde 90’ını bu iki kalem oluşturuyor. Bazı
eyaletlerde bu ücretler kömür ücretlerine yaklaştı. Hindistan bu hızla devam
ederse, yakında ABD ile birlikte ikinciliği paylaşabilecek konuma gelecek.
Avrupa Birliği
Avrupa Birliğinin yenilenebilir büyüme tahminleri önceki beş
yıla oranla yüzde 40 daha düşük. 2020 yaklaşırken yaşanan politik belirsizlik
de bunda etkili oluyor. Yeni AB Yenilenebilir Enerji Talimatı hayata
geçirilebilirse, 2020’ye daha umutlu bakma imkânı olacak.
Asya ve Sahra Altı Afrika
Asya ve Sahra Altı Afrika’da da yenilenebilir enerji
kullanımı arttı. Bu büyüme toplam kapasitede çok küçük bir yer kaplasa da,
sosyo-ekonomik etkisinin çok yüksek oluğu söylenebilir. Önümüzdeki beş yılda,
Asya ve Sahra Altı Afrika’da yaşayan 70 milyon insana temel elektrik
hizmetlerinin sunulabileceği öngörülüyor. İnovatif ödeme sitemleri gibi
gelişmeler düşük gelirli toplulukların elektrik hizmetlerinden faydalanmasında
önemli rol oynayacak.
Türkiye
Türkiye coğrafi konumu ve jeopolitik yapısı sayesinde bütün
yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanma imkânına sahip. Hidrolik,
jeotermal, rüzgâr ve güneş enerjisi potansiyelleri bakımından son derece
elverişli bir konuma sahip olan Türkiye’nin bu kaynaklardan yararlanma oranı
düşük seviyelerde. Ancak Güney Doğu Avrupa Enerji Enstitüsünün 2017
değerlendirme raporuna göre, Türkiye hem yatırım kapasitesi hem de talep
konusunda bölgenin lideri durumunda. Türkiye Güneş Enerjisi Platformu da, 2023
yılında güneş enerjisi yatırımlarının 23 GW kapasitesine ulaşması durumunda
400.000 kişiye istihdam olanağı sağlanabileceğini açıkladı.
Yenilenebilir enerji potansiyellerini azami derecede değerlendirebilen ülkeler hem ekonomik açıdan güçlenecek hem de yeşil iş imkânları yaratarak fosil yakıtların çevreye olan olumsuz etkisini azaltmış olacak.