Yeni bilgi işlem teknolojileri sayesinde makine öğrenmesi büyük yol kat etti. Makine öğrenmesi, şablon tanıma ve belli görevler için programlanmasalar dahi bilgisayarların bu görevleri yerine getirmeyi öğrenebileceği teorisine dayanıyor. Araştırmacılar yapay zekâyı kullanarak bilgisayarların verileri kullanarak öğrenebilmesine yönelik çalışmalar yapıyor. Makine öğrenmesinin tekrarlamalı öğrenme doğası nedeniyle, yeni verilere ulaşarak hızla uyum sağlama becerisi gelişiyor. Geliştirilen algoritmalar, daha önceki bilgi işlem faaliyetlerini değerlendirerek güvenilir ve tekrarlanabilir kararlara ve sonuçlara ulaşabiliyorlar. Bu yeni bir alan değil ama hızla gelişiyor.
Makine öğrenmesi algoritmaları uzun zamandır hayatımızda ama karmaşık matematik hesaplamalarını büyük veriye tekrar tekrar ve hızla uyarlama becerisine ulaşıyoruz. Google’ın otonom araçları makine öğrenmesi sayesinde yollarda. Amazon ve Netflix, makine öğrenmesi sayesinde bize tavsiyelerde bulunuyor. Twitter’da müşterilerin ne düşündüğünü yine makine öğrenmesi sayesinde biliyoruz. Finansal hizmetlerde sahtekârlık tespitini bu kadar kolaylaştıran yine makine öğrenmesi.
Önümüzdeki dönem makine öğrenmesi ve yapay zekâ kullanımının giderek yaygınlaşacağını görüyoruz. Dünyanın önemli araştırma ve danışmanlık şirketleri her yıl raporlar hazırlayarak geleceğe ışık tutmaya çalışıyorlar.
Bunlardan biri de McKinsey Global Institute’un 2017’de hazırladığı Artificial Intelligence, The Next Digital Frontier raporu. Yapay zekâ kullanan şirketlerin yöneticileriyle görüşen (yaklaşık 3000 kişi) McKinsey, yapay zekânın piyasalar, hükümetler ve bireyler üzerinde nasıl bir etkisi olacağını ortaya koymaya çalışıyor.
Raporda öne çıkan bazı temel bulgular şöyle: