Pandemiler dünya tarihinde siyasi ve toplumsal dönüşümlere yol açan ve küresel etkileri olan sağlık olaylarıdır. Dünya, tarihinin en büyük salgınlarından birini yaşamaktadır. Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkan SARS COV-2 virüsü tüm dünyaya hızla yayılmış, 17 Haziran 2020 tarihi itibarıyla dünya çapında 8,3 milyon kişiyi enfekte etmiş, 446 binden fazla can kaybına yol açmıştır. COVID-19 krizi, toplumsal yapılar üzerinde büyük yıpranmaya yol açmış, ekonomik ve sosyal alanda önemli birçok yapısal değişimi zorunlu kılmıştır.
Her büyük kriz kurumsal ve teknolojik yenilikleri tetiklemektedir. Değişim beklentisinin arttığı alanların başında sağlık sistemleri gelmektedir. İnovasyonun sağlanması için ilk şart ise yaşanan krizin nedenlerini iyi analiz etmek ve bunlardan gerekli dersleri çıkararak dönüşüm için bir strateji ortaya koymaktır. Örneğin, sağlık sistemleri sürdürülebilir kılınmalıdır. COVID-19 krizi, sağlık sistemlerinin mimarisinin yeniden gözden geçirilmesine de neden olacaktır. Pandemi, güçlü, yaygın ve elastikiyet sahibi, yani değişen koşullara uyarlanabilir sağlık sistemlerine sahip olmanın önemini ortaya koymuştur.
Pandeminin sağlık sistemi veya diğer sektörleri yeniden nasıl şekillendireceğini şimdiden kestirmek güçtür. Büyük bir hızla ve muazzam ölçekte ortaya çıkan COVID-19 salgını, tüm organizasyonları belirsizlik ortamında çok sayıda mesele hakkında çabuk ve etkili kararlar almaya zorlamıştır. COVID-19 salgını gibi büyük bir tehdit ortadayken oturup düşünme fırsatı yakalamak mümkün olmamaktadır. En gelişmiş sağlık sistemlerine ve güçlü devlet aygıtlarına sahip olduğu düşünülen ülkelerde bile, pandemi yönetim kaosu yaratmış, hayati kararlar gecikerek alınmış dolayısıyla daha fazla can kaybına ve ekonomik zarara yol açılmıştır...