Ezberbozan (disruptive) teknolojilerin hızla geliştiği ve toplumların bütün unsurlarını etkileyen sonuçlara yol açtığı bir dönemde yaşamaktayız. Bu teknolojilerin ayırt edici özelliklerinden biri geçmişte olduğu gibi kamu ağırlıklı savunma sektörü (özelikle Soğuk Savaş döneminde) tarafından değil özel sektör dinamikleriyle gelişmesidir.
Özel sektörün geliştirdiği, savunma alanını da ilgilendiren ezberbozan teknolojiler arasında ileri veri işleme, büyük veri analitiği, yapay zekâ, otonom araçlar, robot teknolojisi, minyatürleştirme ve katmanlı imalat bulunmaktadır.
Yeni teknolojiler, yeni bir sanayi devrimine, dolayısıyla yepyeni bir toplumsal bölüşüm sistemine yol açarken, savaş tarihinde de yeni bir sayfayı aralamaktadır. Sanayi Devrimi büyük çapta mekanize muharebeyi; Bilgi Çağı ise ağ merkezli harbi beraberinde getirmiştir. Adı konusunda henüz uzlaşmaya varılmamış olan yeni teknoloji çağı da yeni bir yaklaşımı beraberinde getirmektedir. Bu yeni çağ, “Yapay Zekâ Savaşları Çağı”, “Savaşçı (Katil) Robot Çağı” ve son olarak “Algoritmik Harp Çağı” olarak anılmaya başlanmıştır. 21’inci yüzyıl teknolojileri, savunmanın pek çok alanında kabiliyetleri artırmaya başlamıştır. Bu açıdan yeni teknolojilerin savunma sektörüne etkisinin, barutun ve nükleer silahların icadının yarattığı etkilerle aynı olacağı kaydedilmektedir. Ancak bu teknolojilerin kullanımı pek çok etik ve hukuki soruna da yol açmıştır. Bunların başında otonom hareket edip karar alabilen makine ve/veya yazılımların yol açabileceği olumsuz sonuçlar gelmektedir. Bu yazıda algoritmik harp alanındaki mevcut durum ve olası gelişmeler ele alınacak, yeni teknolojilerin savunma alanında kullanımına dair kaygı ve eleştirilere göz atılacak ve çözüm önerileri aktarılacaktır.