ABD ordusunun Ar-Ge birimleri ABD’nin asimetrik savaştaki avantajını korumaya yönelik yeni yöntemler arayışında. DARPA’nın Stratejik Teknoloji Ofisi (STO) gelecekteki çatışmaları kazanmaya ya da bastırmaya yönelik yeni ve güncellenmiş yaklaşımını, yaklaşık 300 inovasyoncunun ve girişimcinin katılımıyla 4 Ağustos 2017 tarihinde gerçekleşen bir etkinlikte duyurdu. Etkinlikte, STO program yöneticileri yeni ilgi alanlarını özetleyerek, stratejik ulusal güvenlik sorunlarına yönelik inovatif teknoloji çözümlerini ele aldı.
STO’nun yeni stratejisi, ABD’nin geleneksel asimetrik teknoloji avantajının -gelişmiş uydular, hayalet uçak, hassas cephaneler gibi- stratejik değerinin azaldığı, çünkü çoğunluğu piyasada satılan benzer ileri teknoloji ürünlere küresel çapta erişimin kolaylaştığı anlayışına dayanıyor.
Dahası, yüksek maliyete sahip ve geliştirilme süreci bazen on yılları bulan piyasadaki yeni askeri sistemler, hızla değişen elektronik teknolojisi tarafından daha kullanıma başlamadan demode hale getiriliyor ve bu hızla baş etmek hiç kolay görünmüyor.
Military-technologies.net sitesine göre STO’nun güncellenmiş stratejisi yeni bir asimetrik avantaj elde etme peşinde dinamik, koordine ve otonom birleştirilebilir sistemlerin gücünü kullanarak düşmana güçlük çıkartmaya yönelik bir strateji.
STO direktörü Tom Burns, “Mozaik savaşta, bağımsız parçalar istenilen sonuçlara ulaştıracak şekilde gerçek zamanlı olarak bir araya getirilebilir” diyor: “Amaç, bir ağ halinde, zincirleme bir etki yaratacak şekilde -ya da daha bu etkilerin doğrusal olmadığı düşünülürse, daha doğru bir ifadeyle etki ağları yaratacak şekilde- savaşarak düşmanı farklı yoğunluktaki çatışmalarda caydırmak ve yenmek. Bu, geleneksel savaşlardan çok daha belirsiz, geleneksel askeri çatışma eşiğini aşmayan ancak eşit derecede yıkıcı ve bozucu olabilen “Gri Bölge” çatışmalarına dek her boyutta uygulanabilir.
ABD’nin askeri gücü geleneksel olarak, savaş ortamındaki belirli bağlamlarda her türlü ihtiyaca cevap verebilen -ve düşürülmesi durumunda ağır kayıplara neden olabilen- tek tip uçak gibi, yekpare askeri sistemlere dayanıyordu. Birleştirilebilir etki ağları ise tam aksine, herhangi bir tehdit senaryosundaki etkileri tasarlama konusunda mozaik benzeri bir esnekliğe sahip olacak.
Çatışma sürecinde doğan ihtiyaç doğrultusunda bir araya getirilen daha ucuz sistemleri kullanarak ortaya çıkarılan etki ağları, daha çevik ve farklı uygulamalara olanak verecektir. Issız bir çöldeki bir operasyondan hareketli bir megakentteki çok sayıda küçük vurucu time ve düşmanın müttefik güçleri ve stratejik hedefleri tehdit eden yalan bilgiler yaymasını engellemeye yönelik bilgi operasyonuna dek.
Çok hızlı bir şekilde eldeki olanaklara uyarlanabilecek, dinamik tehditlerle baş edebilecek şekilde düzenlenebilen mozaikler, kayıplar ve yıpranmaya karşı da esneklik kazandırır. STO Direktör Yardımcısı Dan Patt, “Esnek, düşük maliyetli ve daha az karmaşık sistemlere sahip mozaik konsepti, savaş sırasında her türlü senaryoya uygulanabilen iç içe geçmiş etkiler yaratabilen çok sayıda farklı yolla kullanılabilir” diyor: “Düşman mozaiğin bazı parçalarını etkisiz hale getirebilse bile, diğer parçalar arzulanan genel etkiyi yaratacak tepkiyi vermek üzere bir araya getirilebilir.”
STO’nun stratejisi, her alandaki -deniz, kara, hava, uzay, siber uzay ile DARPA ve şirketlerin ileride üretmesi beklenen yeni, düşük maliyetli insansız sistemler- mevcut askeri becerilerin etkisinin artırılmasını öngörüyor.
STO, yeni vizyonunu daha ileri noktalara taşımak amacıyla yeni nesil birleştirilebilir etki ağlarını üretmeye yönelik özel uygulama alanlarını belirledi: Durum Değerlendirmesi, Çok Bölgeli Manevra, Hibrid Etkiler, Sistemlerin Sistemi (SoS), Deniz Sistemleri, Sistem Destekli Küçük Birimler Sistemi ve Temel Stratejik Teknolojiler ve Sistemler.