Nükleer savaş tehdidi tüm insanlığı korkutan konuların başında gelmektedir. Dünyadaki en büyük caydırıcı güç olarak görülen nükleer silahların bir kenti yok etme, yüz binlerce kişiyi öldürme, uzun süreli etkileriyle de çevreyi ve gelecek nesillerin hayatlarını tehlikeye atma özelliği bulunmaktadır.
Nükleer ve konvansiyonel silahlar arasındaki çizginin giderek belirsizleşmesi, nükleer savaş konusundaki tehlikeyi de giderek artırmaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte devletlerin tehdit algıları ile savunma ve güvenlik politikaları da değişime uğramaktadır. Savaşın yıkıcılığının ve tehditlerin etkisinin artması devletleri yeni stratejiler geliştirmeye yöneltmektedir. Nükleer silahların varlığı devletler için tehlike oluşturabilecek bir durumdur. Bir devletin karşısına alacağı diğer devletin nükleer gücünün bulunması ise yeni bir nükleer tehdit yaratmaktadır. Birçok uzmana göre, son yıllarda dünyada artan silahlanma yarışı ve ABD’nin, Çin ve Rusya ile yaşadığı gerginlikler nükleer silahların bir kez daha kullanılması ihtimali endişelerini artırmaktadır. Son günlerde özellikle ABD ile Rusya arasında yapılan nükleer anlaşmalar bir bir askıya alınırken, yaşanan gerilim nükleer savaş korkularını yeniden gün yüzüne çıkarmaktadır. Birleşmiş Milletlere göre, dünyada son yıllarda silahlanma yarışı ve küresel güçler arasında rekabetin artması ile nükleer silah kullanma ihtimali, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en riskli sürece girmiştir.
İnsanlık sanayi devriminden sonra; ekonomik, toplumsal, kültürel, politik ve askeri alanlarda radikal değişikliklere neden olabilecek teknolojik gelişmelerle karşı karşıya bulunmaktadır. Yapay zekâ, makine öğrenmesi, insansız araçlar vb. yeni teknolojilerin savaşların karakterinde de radikal değişikliklere neden olması beklenmektedir.
Analizimizde son gelişmeler ışığında olası bir nükleer savaşın risklerini ve sonuçlarını incelerken, yeni teknolojilerin
ülkeler arasındaki nükleer tehditleri ne şekilde etkilediğini örneklerle değerlendirdik.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın mühendislik, teknoloji ve program yönetimi alanlarında ihtiyaç duyduğu “danışmanlık” hizmetinin esnek, hızlı ve dünya standartlarında verilebilmesi için 1991 yılında STM kurulmuştur. Kurumsal deneyim, bilgi birikimi, nitelikli insan kaynağı ve marka değerine sahip olan STM; “danışmanlık” alanında dünya çapında rekabet edebilir bir konuma ulaşma vizyonu ile Teknolojik Düşünce Merkezi ThinkTech’i 23 Kasım 2017 tarihinde faaliyete geçirmiştir. Türkiye’nin teknoloji odaklı ilk düşünce merkezi olan STM ThinkTech, objektif bir yaklaşımla, “savunma ve güvenlik” sektörü öncelikli olacak şekilde teknoloji tabanlı analizler yapmakta, raporlar yayımlamakta ve profesyonel network faaliyetleri düzenlenmektedir.
Bu web sitesi çerezleri kullanır
Bu web sitesi, deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. 'Kabul Et' seçeneğine tıklayarak bu çerezlerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Çerezlerin ne olduğu ve hangi çerezleri topladığımız hakkında daha fazla bilgi istiyorsanız, lütfen çerez politikamızı okuyun.
Çerez ayarları
Bu web sitesi, deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. 'Kabul Et' seçeneğine tıklayarak bu çerezlerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Çerezlerin ne olduğu ve hangi çerezleri topladığımız hakkında daha fazla bilgi istiyorsanız, lütfen çerez politikamızı okuyun.
Web sitesinin düzgün çalışmasını ve tercihlerinizin (ör. dil, bölge) kaydedilmesini sağlayan temel çerezlerdir.
Web sitesi kullanımını analiz etmemize ve ziyaretçinin deneyimini geliştirmemize izin verir.
Bu web sitesinde ve diğer web sitelerinde deneyiminizi kişiselleştirmemize ve size ilgili içerik ve teklifler göndermemize izin verin.