Çok uzun yıllardan bu yana denizaltılar ve sualtında seyir denizcilerin büyük hayali olmuştur. Ancak gerçek anlamda operasyonel faaliyetlerde kullanılabilen denizaltıların üretilmesi 20’nci yüzyılın başlarında gerçekleşebilmiştir. Dünya donanmaları bu demirden sualtı canavarının gücünü benimsemiş ve deniz savaşlarının en ölümcül araçlarından biri olduğunu kabul etmiştir. Ancak yıllar geçtikçe donanma bütçelerinin azalması filolarda görev yapan denizaltıların sayısında azalmaya neden olsa da gizlilik, askeri vuruş gücü ve performans vb. konularla ilgili yeni teknolojiler üzerine çalışmalar devam ederek derin okyanusların hâkimiyeti için denizaltıların önemini korumasına hatta artırmasına imkân vermiştir. Günümüz ve gelecek nesil denizaltılar için uygulanan güncel teknolojiler ve daha ilerisi için yapılan araştırmalar geleceğin denizaltı kullanım konseptleri ve operasyonel döngülerini değiştirerek denizlerin hâkimiyetinde yeni bir sayfa açmayı vadetmektedir.
21’inci yüzyılın yeni teknolojileri, denizaltılarda köklü değişikliklere yol açarken, yeni sualtı muharebe sistemlerinin de ortaya çıkmasını sağlamıştır. Büyük veri uygulamaları, gelişmiş bilgisayar işlemcileri, çok sayıda parametreyi takibe yarayan sensörler, lazerli ve LED’li iletişim sistemleri, donanmalara sualtı hakkında daha fazla denetim ve komuta imkânı sunmakta, düşman denizaltılarına karşı etkin savunma sağlamakta ve hücumda etkin koordinasyon imkânı yaratmaktadır. Sualtı muharebe alanındaki gelişmeler donanmaları bu alandaki stratejilerini gözden geçirmeye ve yeni yaklaşımlar geliştirmeye zorlamaktadır.
Nükleer enerji, seyirde sağladığı avantajlarla tehlikeleri de beraberinde getirdiğinden günümüzde alternatif enerji kaynakları araştırmaları devam etmektedir.
Analizimizde yeni nesil denizaltılarda kullanılan son teknoloji enerji kaynakları ve batarya donanımlarını ve geleceğin güç sistemlerinin sualtı dünyasında ne gibi etkileri olacağını inceledik.