Bilindiği gibi Türkiye nükleer enerjiyle ilgili çalışmaları 1950’li yıllarda başlatmış ve bu yönde adım atan ilk ülkelerden biri olmuştur. Fakat yakın zamanlara kadar Türkiye’de nükleer enerji alanında somut adımlar atılabilmiş değildi. Farklı ihaleler açılmış, anlaşmalar yapılmış ve bu konuda çeşitli kararlar alınmış olmasına rağmen nükleer enerji projeleri konusunda herhangi bir ilerleme sağlanamamıştı. Ancak bugün ilk olarak Mersin Akkuyu nükleer güç santrali projesi ve ardından Sinop nükleer güç santrali projesiyle yeni bir başlangıç yapılmış bulunuyor. Yeniden gündeme gelen nükleer enerji projelerinin sosyal, ekonomik ve stratejik bakımlardan farklı etkileri olacaktır. Nükleer güç santralleri artan enerji talebinin karşılanması ve elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılmasının yanı sıra, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi açısından da stratejik önem arz etmektedir. Sonuçta santrallerin Türkiye’nin bölgesel güç statüsünün ve küresel aktör konumunun güçlenmesine katkıda bulunacağı da düşünülmektedir.